KÜLTÜREL MİRASIMIZ, GUSTO TASARIMLARIMIZ
KÜLTÜREL MİRASIMIZ, GUSTO TASARIMLARIMIZ
Luxury Style Marine & Home Textili Niche Product
Hikayemiz
Hikayemiz
Kağıt ipten suplalar örmeye başladım 2016 yılında. Renk renk ipler,ne hoştu.Ördükçe ürüne dönüşüyordu bende üretmenin keyfine varıyordum.Birken iki,ikiyken dört oldu,çoğaldı,üredi.Ürettiklerim beğeniliyordu. Yakın çevremden gelen talepler, girişimciliğimin temellerini attı.Hobi amaçlı çalışmalarım,kadın girişimciliğine ışık tutmaya başlamıştı.Kendime pazar aramaya karar verdim.El işi,kişiye özel ürünlerimin en yakışacağı yer Alaçatı’da ki butik otellerdi.Amatörce hazırladığım Portfolyo dosyamla çıktığım yolculukta,ilk kırlent siparişimi almıştım. El nakışı bir kuş istenmişti.Ardından bir günde öğretmen ablamızdan öğrendiğim Çin iğnesi tekniği ile nakış serüvenim başladı.Kalbimde kendime olan inancım ile durmadan nakış işliyordum, el işi çok zaman aldığı için tek başıma yeterli olamıyordum .O zaman kadın dayanışmasının tohumları atıldı.Gelen talepleri paylaşıyorduk.Kişiye özel konsept tarzımız ile Geleneksel Türk El İşlerimizi modernize ediyorduk. Vintage Tarzı mottomuz olmuştu.Kız çeyizi hazırlarcasına özeniyorduk.’’Şıklık,sadelikte gizlidir’’ilkesiyle zamansız ketenleri,kanaviçeleri,dantelleri ve nakışları zarafetle buluşturuyorduk.Özenimiz hayallerimizi ve ürünlerimizi süslüyordu. Çalışmalarımızı Alaçatı Portta Marine sektörüne taşıdım, ardından Bodrum ve Göcek’teki Marinalara. Kişiye özel ürettiğimiz ürünlere duyulan ilgi, Vintage Home By Yelis olarak fark edilmemizin en önemli sebebidir. Sembollere olan ilgim sonucunda, çok beğenip tesadüfen işlediğim Hanukiya Şamdanı ,İzmir MUSEVİ cemaati ile yollarımın kesişme sebebidir.Etz Hayim Sinagogu’nun altındaki üç dükkan ile Vintage Home By Yelis Showroom faaliyete geçmiştir.Showroomda Musevi Kültürüne ait tasarım ürünler beğeniye sunulmuştur. Küçük bir kızken rahmetli annemin çeyiz sandığını açıp izlemek isterdim.Türk örf adetlerinin,gelenek ve göreneklerinin aktarıldığı çeyizlere bakarken zihnime de ,yüreğime de o zamanlarda nakşedilmiş fikirlerim. Vintage Home By Yelis olarak kadın dayanışması ile, yaratıcı kimliğimizi, kaliteyi, titizliği, ürünlerimize ve farklı kültürlere özenle taşımaya devam edeceğiz.
Ürünleri İncele
BLOG YAZILARIMIZ Tümünü Gör
ROŞ AŞANA
ROŞ AŞANA

ROŞ AŞANA Tomurcuğuna sığmayan, çiçeğini gördüğümde karar vermiştim, nar deseni çalışmaya. Bej ve beyaz renk keten kumaşıma ne de yakışacaktı kırmızının tonları. Narın taneleri… Nar; bereketi, doğumu ve çoğalmayı sembolize eder. Cennetteki ilk meyvedir. Sofra konseptlerimde ‘’Nar deseni’’ istemem bu yüzdendir. Öğrenmek istediğim,çalışırken çok keyif aldığım, bu yıl 15-17 Eylül tarihleri arasında kutlanacak Musevi Bayramlarından Roş Aşana,dinsel yılbaşı olarak kabul ediliyormuş. Museviliğin yorumcuları, doğanın bir parçası olan insanın bazı dönemlerde kendi içine dönmesini ve yaşamını eleştirmesini öngörmüşler. Roş Aşana, Tanrı’nın Adem ile Havva’yı yarattığı günü anan, On emre göre hayatın düzenlenmesi gerektiğine vurgu yapan önemli bir bayramdır. Roş Aşana’ da Şofar çalınır, Koç veya keçi boynuzundan yapılan bu alet, İbrahim Peygamberin oğlu yerine kurban ettiği koçu simgelermiş. Şofar yeni bir yıla başlarken hep ileri gitmek, gelişmek, iyileşmek ve büyümek için bir mesajdır. Roş Aşana akrabalar ve dostlar arasında karşılıklı kutlamalar ile gerçekleşir. Bu bayramda Evrensel olan mutluluk, sağlık ve neşeli yeni bir yıl dilenirmiş. Kurulan Bayram sofralarında geleneklere uygun olarak nar, elma ve bal olurmuş. Nar yeni yılın bereketli geçmesini, elma ve bal ise tatlı bir yıl olmasını simgelermiş. Kumaş kalitesini önemsediğim, renklerinden desenine özenle hazırladığım, bereketine ve şansına inandığım nar temalı ürünlerim sizlerin beğenisine sunuldu. Bilgisini, kültürünü, örf ve adetlerini benimle paylaşan, paylaştıkça öğreten Sevgili İren Özel Hanıma, araştırmalarını kaleme alan ‘’Sevgili İzmir Beni Tanı- Dünden Yarına İzmir Yahudileri’’ kitabının yazarı Sara Pardo’ ya teşekkürü borç bilirim. ‘’Le şana tova tekatevu’’ (İyi yıllara kaydedilmiş olunuz)…

Devamını Oku..
TEVA'NIN NAKIŞI
TEVA'NIN NAKIŞI

TEVA NAKIŞI: EtzHayim, İbranice 'de Hayat Ağacı anlamına gelir, kökler ve dallar...Köklerim Ertuğrul Gazi'nin içliğinin,Genç Osman'nın gömleğinin, Kanuni'nin kızının gelinliğinin dokunduğu Buldan'a aittir. Denizli ilinin ilçesi,dokumanın diyarı yeşil Buldan’a…Şimdilerde birkaç evde olan ‘’Kara Tezgâh ‘’(Denizli’nin dokumacılık ile ünlü Buldan ilçesinde elektrikli tezgahların ilk örneklerinden olan asırlık tezgahlardır.)sesleri her tıkırtısıyla aklımda. Dallarıma tırmanırken yolum Etz Hayim Sinagogu ile kesişti. Ruhumdan kasnağa,oradan da nakışlarıma yansıyan ürünlerim şimdi Etz Hayim Sinagogu'nun altındaki dükkanlarda sizlerle buluşmayı bekliyor. EtzHayim Sinagogu’nun Tevasındaki(Dua edilen kürsü), dört sütunun arasında tavanda bulunan çiçek motiflerini ilk gördüğümde düşündüm. Çiçeklerde evrenseldi sanatta.Ruhum o an iğne ,iplik ve kumaş istedi ve motifleri bir bir nakşetmek. Ölçüleri 1.75cm.*1.75cm. olan Buldan İpeği üzerine,tevanın tavanında bulunan çiçeklerini, Geleneksel Türk El Sanatları nakışları ile çalıştık. Nakış panomuz, Kum İşi,Maraş İşi ve Çin İğnesi ile iki aya yakın sürede eskilerin ‘’Kara Tezgah’’ dedikleri makinada özenle işlendi. Nakış Panosu, Turkish Tekstil Bieaneli Sergi’si kapsamında 04.09.2023-24.11.2023 tarihleri arasında, Vintage Home By Yelis Showroom’unda sergilenmektedir.

Devamını Oku..
KAFTANLARIN ÖYKÜSÜ
KAFTANLARIN ÖYKÜSÜ

Yaz sıcağı gülümsemesi ile kapıda beni bekliyordu Katie. Amerika’da ki yaşantılarına Türkiye’de devam etme kararı almışlar, bahçesinde nar ağacı olan, Fethiye’de kendileri gibi şirin bir eve taşınmışlardı. Bahçelerindeki ahşap masaya bereket sembolü nar motifleri çalışacaktık. Evi gezerken salonda duvardaki seramik bir kaftan ilişti gözüme. O an karar verdim kültürel mirasımız olan, üzerinde çintemani ve laleler barındıran kaftan sembollerini nakşetmeye. Osmanlı döneminde sultanların ve cariyelerin giydiği kaftanlar ipekli, ağır ve kıymetli kumaşlardan yapılır, altın telli şeritler ve kordonlar ile süslenirmiş. Vezir kaftanları ise kıymetli düğmeler ve sırma şeritler ile tamamlanırmış. Osmanlı’larda önemli hizmetler görenleri mükâfatlandırmak için padişah tarafından kaftan hediye edilirmiş. Kaftan desenlerinde bulunan Çintemani motifi Türkiye ve Osmanlı İmparatorluğu kökenli geleneksel bir tasarımdır. Bu motif, üçgen veya piramit şeklinde düzenlenmiş kıvrımlı çizgiler ve çevrelenmiş üç noktadan oluşur. “Çintemani ” Farsça’dan türetilmiştir. Çintemaninin güç ve kuvvet verdiğine, kötülükten uzaklaştıran bir tılsım olduğuna, korunduğuna iyi şans ve talih getirdiğine inanılırmış. Motifteki üçgen şekli farklı güçlerin bir araya geldiğini temsil eder ve uyumun sembolüdür. Kaftanlardaki desenlerin ne çok şey anlattığını öğrendikten sonra, nakışlarıma en çok yakışacak kumaşa karar verdim “ Kutnu Kumaş ” olmalıydı. Antep’ te dokunan bu kumaşa yerinde ulaşmalıydım. İzmir’den Antep’e ve tekrar İzmir’e dönen bir sinerji oluştu. Tek tek renkler seçildi. Önce hayal edildi. Zihinden kumaşlara aksedildi. Hayalden gerçeğe geçiş biraz sancılı olsa da nakışlar belirdi. Kaftan sembollerini kullandığım ev tekstilini çerçeveler ile tamamlamak istedim. Çerçevenin içindeki Arapça harflerini, Geleneksel Türk El Sanatlarından Tel Kırma ile çalıştık. Görsel zenginlik katmak ve tel kırma sanatını sonraki kuşaklara da tanıtmak istedim. Kaftanlar Koleksiyonum bir bütün olarak gözlerimin önündeydi. Katie ilk gördüğünde yorumu, “Küçük elbiseler çok güzel ” olmuştu. Oysaki o küçük elbiseler koca bir imparatorluğun simgesiydi. Sanat tarihi anlatmanın ve yaşatmanın en güzel yoluydu. Tarih sanatı, sanat tarihi besliyordu. Bizden sonraki kuşakların tarihi de sanatı da sevmesi ve sahip çıkması dileğiyle.

Devamını Oku..
IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.